Boşanma Sürecinde Çocuk Odaklı Aile Danışmanlığı

Boşanma Sürecinde Çocuk Odaklı Aile Danışmanlığı

Boşanma sürecinde çocuklarımıza olan davranışlarımızın sonuçlarını hiç düşündük mü? En mükemmel anne-baba bile bu süreçte özgeci davranıp çocukların onları nasıl algıladığını ihmal edebilmektedir.

BOŞANMA NEDİR?

Çiftlerin birbirlerine yabancılaşarak beklentilerinin karşılanmadığı ve yoğun tatminsizliğin yaşandığı bir dönemin; yasal, duygusal ve sosyal olarak bitirilmesidir. Tüm çiftler ilişkilerinde partnerlerinden, kendisini sevmesini, saygı duymasını, desteklemesini bekler. Bu beklentilerin karşılanmaması zamanla bir dolu sorunu ortaya çıkarır. Çiftlerin bu sorunları görmezden gelmesi / inkâr etmeye başlaması «boşanma sürecinin başlangıcı»nı oluşturur. Bu sürecin sonunda Tek çekirdekli bir aile yapısından- iki çekirdekli aile yapısına geçiş, geçici bir kriz süreci ve sadece yaşandığı aileyi değil, aileye bağlı birçok kişinin ilişkilerini de değiştirip şekillendirir. Sorunlar geçici değil kalıcı olduğunda, boşanmanın yarattığı stres, sonu bilinmeyen şekilde devam eder.

Peki, Neden Boşanıyoruz?

Her çift, kendi kişilik özelliklerine göre evlilik ilişkisinin doğasını ve karakterini belirler. Bazen eşler birbirlerinin ihtiyaçlarını önemsemedikleri için boşanırken bazı çiftler için boşanmanın nedeni ekonomik koşulların değişmesidir Sahip olduğumuz aileler de evliliklerin stres kaynağı, bazen boşanmanın nedeni olurlar. Bazı çiftler olgunlaşıp farklılaştıkları için boşabilmektedir.Her ilişkinin karakteristik özellikleri vardır. Bu özellikler, ilişkide sorunların varlığını ve çözümünü etkileyen değişkenlerdir. Örneğin; evlilik ilişkisinde tarafların aldığı rollerin azlığı/çokluğu ilişkinin duygusal dengesini zorlayan etkenlerin başındadır. İyi bir ilişki, her iki tarafın ilişkiye verdiklerinin ve aldıklarının dengesi ve doyumuna bağlıdır. Duygusal ilişki, hayata bağlayıcı ve besleyici özellik taşımalıdır. Her iki taraf da, bu ilişkide güven içinde iyi hissedip gelişebilmelidir. Bunun için her iki taraf da, birbirine yeterince sevgi, anlayış, güven ve destek vermeli ve almalıdır. Aksi takdirde memnuniyetsizlik artarak ilişkiyi beklenmedik bir sona götürebilmektedir.Her iki taraf da evliliklerinde kontrolü ve gücü diğerine bırakma gibi bir esnekliğe sahip olmazsa birbirleri ile fazlasıyla çatışma yaşarlar ve çiftler arasındaki duygusal mesafe fiziksel mesafeye yol açabilmektedir.

Evliliklerin bitmesi

İlişkilerde bitime yaklaşıldığını ya da ilişkinin bittiğini ifade eden belirtiler vardır. İlişki bütünü ile gözden geçirilmelidir. Çok sık kavga etmek, birbirine yabancı gibi davranıp sorunları ertelemek, çözmekten kaçınmak ya da sorunları yok saymak, sürekli birbirini herhangi bir konudan dolayı eleştirmek ya da yargılamakta çiftleri çözümsüz bir yola götürmektedir. Kavga ve tartışmalarda geçmişte birbirlerini yaptıklarını, söylediklerini gündeme getirip suçlamak, eşlerin birbirlerinin cinsellik taleplerini tatmin etmemesi, istemiyor olması evliliklerde ilişkinin zaman içinde bitmesine sebebiyet vermektedir. Aile Danışmanlığında mahşerin dört atlısı dediğimiz ilişkiyi bitiren şekilde yapılan davranışlardan olan;

  • Tartışmalarda birbirini aşağılayan, küçümseyen bir dil kullanmak
  • Sevginin olması için saygı şarttır. Eşe olan saygının bitmesi
  • Eşin hayattaki amaçlarının diğer eşinkilerden fazlasıyla farklılaşması
  • Duvar örmesi gibi etkenlerde evliliği bitiren etkenlerdir.

Boşanma Kararı Nasıl Verilmelidir?

Kararın ne zaman ve nasıl alındığı çok önemlidir. Bu kararı almak ve uygulamak onarılması güç bazı yaralara neden olabilir. Boşanma kararı şu koşullarda oluşmalıdır: Boşanma kararı, herhangi bir kavga / tartışmadan sonra değil, sakin bir zamanda alınmalıdır. Boşanma kararı, hiçbir zaman bir tehdit amacı taşımamalıdır. Boşanma sonrası tarafların ve ailelerindeki diğer kişilerin hayatlarında ne gibi değişimlere neden olacağı konusu ayrıntılı düşünülerek verilmelidir. İlişkide yaşanan tüm sorunlara rağmen ilişkinin tarafların hayatlarına kattığı değerler düşünülerek boşanmanın hayatlarından neler götüreceği hesaplanmalıdır. Boşanma kararı hiçbir zaman üçüncü şahıslara bağlı olarak verilmemelidir. İlişkinin doğası ve yapısına bağlı olarak verilmeli ve karar, hiçbir zaman bir sorun çözme ya da başa çıkma metodu olarak kullanılmamalıdır. Boşanmadan önce olabilecek tüm çözüm alternatifleri kullanılmalıdır. Boşanma sadece «yasal boşanma»yı içermez. Fiziksel, duygusal, sosyal ve ekonomik birçok kaybı içerdiğinden bu kararı alan kişi için bile çok zordur. Boşanma kararı, hayatta radikal değişikliklerin olduğu veya olacağı zaman alınmamalıdır (hastalık, ölüm, iş kaybı, göç vb).Boşanma, aileden birinin önerdiği bir karar olmamalı eşlerin kararı olmalıdır. Boşanma kararı bir süre (en az 6 ay )eşten ayrı yaşayarak değerlendirilmelidir. Ayrı yaşamak birçok anlamda olumlu işlevi olan bir süreçtir:

  • -yalnız yaşamanın nasıl bir süreç olduğunun anlaşılması
  • -boşanma kararının gözden geçirilmesi
  • -ilişkideki sorunların çözümünü bulmaya yardımcı olması

Boşanma sadece «yasal» bir boşanma süreci değildir aynı zamanda; duygusal, sosyal, ekonomik, ailevi ve cinsel olarak birçok boşanma evresinin atlatılmasını gerektiren bir süreçtir. Karmaşık ve kaotik bir evreyi içinde barındırır.(velayet, nafaka, mal varlığı paylaşımı vb.) Boşanmanın diğer türevlerine de değinecek olursak;

Duygusal Boşanma: her iki tarafın da birbirlerine «eş» olarak mesafe koyup çocukları varsa ana-baba olarak işlevsel olabilmeleri için birbirleriyle arkadaş kalabilme çabalarıdır.

Yasal boşanma: Çekişmeli boşanma, kısa-uzun dönemde herkesin hayatını hem ekonomik hem de duygusal olarak zedelediğinden bu boşanmanın anlaşmalı olarak en kısa zaman bitirilmeli için çabalanmalıdır.

Ekonomik boşanma: Bu boşanma için mal varlıklarının anlaşarak bölünmesidir.

Ebeveyn boşanması: Çocukların velayetinin kimde olacağı, anne-baba sorumluluklarının neler olacağı ve nasıl gerçekleştirileceği, çocukların ebeveynler tarafından ne sıklıkta görüleceği, çocukların eğitimi ve sağlığı gibi konularda ortak bir yol bulunması için anlaşmanın gerekli olduğu boşanmadır.

Toplumsal/sosyal boşanma: Evlilik kurumunun bitimiyle taraflar sosyal olarak da rol ve statülerinin değişebileceğine karşı hazırlıklı olmalıdırlar. Evli bir çift olarak görüştükleri bazı arkadaşlarını kaybetmek, beklenilen sosyal desteğin alınamaması

Ruhsal boşanma: Tarafların kendi özerklik ve bağımsızlıklarını gerçekleştirdikleri en önemli boşanma türü. Her ne kadar taraflar tek başlarına yaşama, sorunlarla başa çıkma konularında yoğun kaygıya sahip olsalar d, sorunlarını tek başlarına çözerek hayata devam edebildiklerini gördüklerinde kendilerine güven ve saygılarında artış görülür. Bu boşanma türünün gerçekleşmesi güçtür, çünkü zaman ve dayanıklılık ister.

Boşanma sırası ya da sonrası olan evrede taraflar ve çocuklar için güç olabilmektedir. Her iki tarafın da sürece duygusal olarak uyum sağlamaya başlamasıyla yeni düzene alışmaya başlanılır. Eğer eşler ayrılmanın yarattığı stresle iyi baş ederlerse, evlilik ilişkilerinde yaşadıkları sorunları ve nedenlerini anlayıp evlilik ilişkilerine dair daha gerçekçi bir bakış açısı geliştirirler. Kişiler yaşanılan tüm kayıplara rağmen kendi güçleri ve yeteneklerine karşı olumlu bir algı geliştirip, hayata dair gerçekçi planlar yapar ve yeni bir hayatı inşa etmek için umut ve istekle çalışırlar.

Çocuklar ve Ergenler Açısından Boşanma Süreci

Çocuklar için oldukça stresli bir süreç olan boşanma aşaması her ebeveyn için farklı ilerlediği için çocuklara olası etkileri farklı olabilmektedir. Çocuğun ebeveyn boşanmasına vereceği tepki, yaşına göre de değişir. Küçük çocuklar inkar / saldırganca davranışlar gösterebilmektedir. Hangi yaş grubundan olursa olsun, çocukların hissettikleri duygular ÖFKE ve KAYGI durumu yaşamaktadır. Öfkelerini doğru kaynağa yöneltemeyen(anne-babaya karşı duyulan öfke) çocuk ve ergenlerde farklı yöne yansıtarak okul hayatı ve arkadaşlarına bu süreci olumsuz olarak yansıtabilmektedirler. Çocuklarda ki ana kaygı bundan sonraki yaşamlarının nasıl olacağı, evden ayrılmış olan ebeveynle iletişim kopukluğu/yeterli zaman geçirememek, her ikisinin de tekrar evlenmesi / bir gün evlenebileceği düşüncesinin yarattığı kaygı, ekonomik sıkıntı, okul değiştirme, başka bir yere taşınma gibi bilinmezlik içinde geçen sürenin kaygılarıdır.Ailesi huzurlu ve her şey yolunda giderken (!) yaşamak zorunda kaldığı bu ani ebeveyn ayrılığı, çocuklarda tahmin edilenden fazla anlamsızlık ve boşluk yaratarak çocukları tahrip eder. Ebeveyn boşanmasının kendi yüzünden olduğunu düşünüp suçluluk hisseden çocuklar, boşanma sürecinde depresyon ve özgüven eksikliğini uzun bir süre yaşayabilirler. Çocukların boşanma sürecini fazla sorun yaşamadan atlamalarında en önemli değişken «dayanıklılık»tır.Dayanıklılık sadece kişilik yapısına bağlı olarak gelişmez, çevresel etkenler de bunu sağlar. Zeki, özgüveni ve ilişki kurma becerisi yüksek, insanlarla kolay geçinen çocuklar daha dayanıklıdır. Aile, arkadaş ve öğretmen desteği ile birlikte ekonomik koşulların da iyi olması çocuğu koruyan etkenler olarak dayanıklılığı artırır.Aile ve arkadaşlarından destek alan çocuklar, bu sürece daha kolay uyum sağlarlar.

Çocuklar Açısından Boşanma Süreci ve Çocuklarda Görülen Normal Tepkiler

Çocukların boşanmaya verdikleri tepkiler:

  • Evlilik içinde anne-babasıyla kurulan ilişkinin kalitesine
  • Evlilik içinde çatışmanın varlığı ve şiddetine
  • Ebeveynlerin çocukların ihtiyaçlarını nasıl karşıladıklarına bağlı olarak gelişir.

Çocuklar ebeveyn boşanmasını peşi sıra farklı süreçler yaşayarak deneyimlerler. Her bir evrede çocuğun yaşadığı tepkiler farklılaşır ama tüm bu tepkiler normal tepkilerdir. Anne babalarının ayrılacağını duyduklarında / hissettiklerinde böyle bir durum olmayacakmış gibi davranıp ebeveyn ayrılığının tersine kurgular kurarlar. Anne babasının başka çocuk yapacağını, birlikte tatile gideceklerini, yeni bir eve taşınacaklarını, birbirlerini çok sevdiklerini söyleyebilirler. Üzüntü ve suçlu hissetme en yoğun duygulardır. Terk edilme ve yalnızlık duygusu; Anne babanın boşanma sürecini nasıl yaşadığına bağlı olarak gelişir. Çocuğun ihtiyaçlarını gözetmeksizin gerçekleşen gerilimli-çatışmalı bir boşanma, çocuğun terk edilme ve yalnızlık duygularını fazlasıyla kabartır.Çocuklar açısından boşanma, iç ve dış dünyalarında bir yıkımı ifade eder. Çocuklar bu yıkımı kontrol edemeyip çaresiz hissettiklerinden dolayı ebeveynlerine, kardeşlerine ve arkadaşlarına karşı oldukça öfkeli ve saldırganca davranabilirler. Öfke ve düşmanlık bu yıkımdan sorumlu tuttuğu ebeveyne daha fazla yansıtılır. Bu süreçte çocuk yalnız kendi öfkesi değil, taraf tuttuğu ebeveynin öfkesini de diğer ebeveyne yansıtır. Suçladığı ebeveyne karşı duygusal mesafe koyup görüşme/konuşmayı reddedebilir. Zayıf/güçsüz gördüğü ebeveyne karşı empati besleyip diğer ebeveyne düşmanca davranabilirler. Akademik performansta düşüş ve sosyal yaşamda sorunlar görülebilir. Suçlu ve çaresi hisseden çocuk öfkesini başkalarına değil kendine yöneltmeye başlayınca depresif bir sürece girer. Çocuklarda boşanma sürecinde En sık rastlanan durum yeme ve uyku sorunları, okul hayatından ve sosyal çevreden geri çekilmedir. Özellikle ergenler kendini suçlayıcı bir depresyona girerek kendine zarar verici davranışlar gösterebilirken çocuklarda Terk edilme, yalnızlık ve belirsizlik duyguları içinde gerilemeye başlayıp bulundukları yaştan daha küçük yaştaki çocuk davranışları sergileyebilirler.(parmak emme,altını ıslatma,uyku prob. Gibi)Gerilemeye eşlik eden en yoğun duygu güvende olma isteğidir. Bu nedenle çocuk yanında hep bir ebeveyni olsun ister. Uzun bir süre anne ve babalarının tekrar bir araya gelip birlikte yaşamalarına dair fanteziler geliştirirler. Eğer çocuk ebeveyn ayrılmasından dolayı kendini suçluyorsa, böyle bir fanteziyi uzun süre kendinde saklar, bunun için planlar yapar ve anne babanın tekrar bir araya gelmesi için uğraşır. Ebeveynleri bir araya getirecek durumlar yaratırlar. Bilinçli olarak evde, okulda ya da sokakta sorun çıkarmaları bu girişimlerden biridir. Bu planı başarısız kılacak kişilere kin besleyip düşmanca davranabilirler.

Boşanma Sürecinde Çocuklara Söylenenen Yanlışlar Nelerdir?

«Birbirimizden Farklıyız»

«Annen başka şeyleri seviyor, ben başka şeyleri. İşte bu yüzden anlaşamadık.»

Herkes birbirinden farklıdır ve bu farklılıklarla yaşamayı öğrenmelidir. Çocuk böyle bir söylemle, yetişkinlikte birlikte yaşayacak insanların birbirlerinden farklılıkları olmaması gerektiğini öğrenir ve duygusal ilişkilerde kendisinden farklı farklı düşünen/davranan kişilerle fazlasıyla sorun yaşayabilir.

«Birbirimizi seviyoruz ama birlikte yaşayamıyoruz»

«Biz birbirimizi seviyoruz ama birlikte yaşamakta zorlanıyoruz»

Birbirini seven insanlar birlikte yaşamak için her türlü çabayı sarf eder. Bu söylem içinde «yalan» barındırdığından çocuğun güvenini sarsar.

«Tüm sorun senin annede/babanda. O istiyor boşanmayı, ben değil!»

Boşanma tek kişinin isteği gibi görünse de, aslından bu noktaya gelmek iki kişinin yaptıkları ve yapmadıklarının sonucudur. Sorumluluk hem annenin hem babanındır. Çocuklar için çatışma, karmaşa ve öfke yaratmak dışında bu sözlerin hiç faydası yoktur.

Boşanma Süreci Çocuklara Nasıl Söylenmelidir?

Çocukları ayrılık ve nedenleri konusunda bilgilendirmek, onların sürece uyumuna ve üstesinden gelmelerine yardımcı olur. Anne ve babalar; birlikte, yalın, anlaşılır, suçlamayan bir dille ve boşanma kararı ortak bir karar olarak çıkmasa bile; Yaşanılan ortak alanın sorun ve sıkıntılarla dayanılmaz hale geldiği ve bu sorunların ancak boşanma ile son bulacağı boşanma kararının birlikte alındığı uzun süredir bu kararı vermek için düşünüldüğü tüm çözüm yollarının denendiği ve başka bir çözümün kalmadığı boşanmanın kötü bir şey olmadığı, aksine aile içinde yaşanan acıları/sorunları sonlandıracağından iyi bir çözüm olduğu bundan sonra ayrı yaşayacaklarını anne baba olarak onu/onları hep sevip koruyacakları herhangi bir sorunda yanlarında olup onlara yardım edecekleri yine sık sık görüşecekleri ama hayatlarında ne gibi değişikliklerin olacağını ne zaman evden ayrılınacağı söylenmelidir. Bunlar çocuğa söylenmeden önce;

  • Ebeveynin konuşmaya hazırlanması
  • Çocuğun değişikliklere alışması ve ebeveyn yanındayken tepkileriyle başa çıkabilmesi için bu konuşmanın birkaç gün önce değil, birkaç hafta önceden yapılması
  • Çocuklar küçük ise fazla ayrıntıya girmeden, yaşları daha büyük ise biraz daha fazla bilgi vererek durum açıklanmalıdır. Çocukların boşanmaya bağlı duygularını ifade etmeleri için fırsatlar yaratılmalıdır.

Çocuklar boşanma sürecinin dışına itilmeden, yaşına uygun şekilde bilgilendirerek sürece dâhil edilmelidir. Bizler eşimizden boşansak bile çocuklarımızın ana-babası olmaktan feragat edemeyeceğimizi unutmadan her zaman uzman desteği alabilmeliyiz.